17 Şubat 2010 Çarşamba

Umudum Kırmızı















kardeş sözlerin gevezeliğiyle
devirilmiş bir geceden çıkıp yola
uykunun güneşle incelmiş zarını
apansızlığın neşesiyle dağıtacaktım.

ama kapı duvar zil yankısız,
yüzün fındık dağlarına koşmuş
nöbet sonrasında,
bense çapari ummuştum
elerimizi akşamüstü,
yüzümüzde kavrulan gençliği
denizle perdahlayıp,
kayıklar boyu uzanacaktık;

sarhoş şaraplar akıtıp
yorgun ayışığına;
bizi soluksuz bırakan hüznü
görmezden gelecektik,
bir günü daha çalacaktık işte..

şimdi pelerinim dalgasız,
karayel kumral..

gelirsin belki akşama
izin sıcak, umudum kırmızı.
17 08 2002

Levent BAYRAKLI'ya;
çocukluğun büyülü zamanlarından
büyümenin soğuk taşlarına
ve bu güne hep yakınlıkla

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder