çaydanlıktan sobaya sızan damlanın
cançekişiyle, uyanmayanınız;
okulda ücretsiz dağıtılan radyasyonlu fındıkları,
havaya atıp ağzıyla tutmaya çalışmayanınız var mı?
bandoya, kızılay koluna,
sınıf takımına, koroya seçilmeyi
çok istediği halde seçilmeyeniniz
ve resimleri sınıf panosuna
hiç asılmayanınız var mı ?
evin önüne serilen kilimde
karı/koca/doktor rolü yapmayanınız,
ağaçtan meyve kaçırmayayanınız,
kral kraliçe oynarken anlaşılmasın diye
sevdiği kızı/erkeği seçmeyeniniz var mı ?
salçalı ekmek, kara şimşek, clamentine
turbo ya da minti sakız
ve onlardan çıkan kağıtlarla
büyümeyeniniz var mı?
bugünlerde herkes farklılıktan bahsediyor,
bir kere de benzerliklerimize bakalım,
ki benzerliklerimiz farklılıklarımızdan fazla;
çünkü çoğumuz farklı sokaklarda
benzer oyunlar oynayarak,
benzer rollere öykünerek büyüdük...
hadi şimdi satır aralarına
çocukluğumuzun sokak aralarını alalım
ve benzemez güzelliğini anlatalım birbirimize
benzer büyümelerin ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder